Haber Detayı

TEKNENİZİ FIRTINA ÖNCESİ HAZIRLAYIN...

FIRTINA ÖNCESİ HAZIRLIKLAR…


Her fırtına koptuğunda tekne sahiplerinin yüreği hoplar. Belki yardımı dokunur diye, hava patladığı zamanlarda yaşadıklarımızı yaklaşan kış fırtınalarından önce sizlerle paylaşmak istedik. 

 

Zararı en aza indirmek ya da tamamen ortadan kaldırmak mümkün. Tabii bu bilgileri aktarırken daha deneyimli olduğumuzu düşündüğümüz Güney Ege ve Doğu Akdeniz şartlarını öne çıkartacağız. Marina içlerinde yaşanan fırtınalar her ne kadar birbirine benzese de bölgeden bölgeye değişiklik gösterebiliyor. Bunda özellikle marinanın projesi, ponton tipi ve fırtınaya yatkınlığı etkili oluyor. Her marina, fırtına şartları düşünülerek projelendiriliyor ancak bazen bu hesapların tam tutmadığı oluyor. Bağlanmayı düşündüğünüz marinanın yapısını, önceden biraz olsun bilmenizde fayda olduğunu düşünüyoruz. Marinanın içerisinde teknenizi nereye ve hangi konumda bağlayacağınız önemlidir. İstekleriniz abartılı değilse marina yönetimleri genelde ellerinden geleni yaparlar. Talepte bulunurken marinadaki yoğunluğu göz önüne almanız; yöneticilerin işlerinin de her geçen gün daha büyük boylarda üretilen tekneleri, hesapları küçük teknelere göre yapılmış marinalara yerleştirmeye çalıştıkları için hayli zor olduğunu düşünmeniz gerekir. Sonbahar ve kış fırtınaları bahis konusu olunca akla güneyli rüzgârlar geliyor. Zarar ziyana sebep olan, bizlerin korkulu rüyası diyebileceğimiz rüzgârlar gündoğusu, kıble ve lodostur. Rüzgâr hızının zaman zaman 55-60 knot’lara kadar yükseldiğini düşününce beraberinde gelecek dalgaları da tahmin edersiniz. Dalgaların mendirek üzerinden atlaması veya marina ağzında yapacağı soluganlar, teknelere zarar verebiliyor. Bölgesel fırtınaların yönlerini hesaba katarak teknenizi özellikle de kış süresince marinada tutmanızı tavsiye ederiz.

Fırtınada marinada neler yaşanır?

Gelelim bağlı olan tekneyi fırtına süresince korumak için neler yapabileceğimize. Elbette en iyisi ağır hava süresince teknede bulunmak, mümkün değilse kadere inanmak! Ağır hava uyarısında tekneye gitmek lazım ancak trafik yoğunluğunun had safhada olduğu İstanbul gibi büyük bir şehirde insanın teknesine, hele ki kötü hava şartlarında ulaşması pek kolay olmuyor. Burada akla şöyle bir soru geliyor; marinacılar, çalışanları, palamarlar ne güne oradalar, neden bir şey yapmıyorlar, bu onların vazifesi değil mi? Bu tartışılır bir konu! Marinanın teknik özelliklerinden doğacak hatalara karşı özellikle palamarlar marina içini hazırlar. Özellikle pontonlarda karşılıklı duran teknelerin baş ve kıçlarından aldıkları halatlarla tekneleri birbirine çekerek sağanaklarda ani baş açmalarının önüne geçerken, -genellikle yüzer şekilde yapılan- pontonların üzerine gelecek aşırı yükü azaltırlar. Bu tabii ki her tekneye uygulanmaz. Üstelik ne bu işi tek tek yapacak personel ne de bu kadar halat ve malzeme bulunur marina yönetiminde. Tabii tüm bunları sabit iskeleler için değil yüzer pontonlu marinalar için söylüyoruz. Yüzer pontonları sabitlemek kalın zincirlerle yapılıyor ve oldukça da zahmetli. Üzerine yüzlerce teknenin bağlı bulunduğu pontonun, tekne borda ve direklerinde oluşan itme gücünü (özellikle yandan gelen rüzgârlarda) göz önüne getirebilirsiniz sanırız. Çeşitli sayıda parçadan oluşan uzun bir pontonun ara parçalarının fırtınada ortadan nasıl koptuğunu gözlerimizle gördük. Böyle bir durumda sizin tek başınıza ne yapabileceğiniz de ayrı bir soru tabii. Bu durumda değil insan teknesi için bir şeyler yapabilsin, kendisi için dahi sıkıntıya girebiliyor. Ponton üzerinde uçmamak için bir yerlere tutunduğumuzu dahi hatırlarız, insan önce can derdine düşüyor.

Bu durumda ne yapacağız?

Öncelikle geceyi ve karanlığı göz önüne alarak güçlü, su geçirmez el lambalarını kolay ulaşılabilir bir yerlere şarjı dolu şekilde koymalısınız. İyi aydınlatılmış marinalarda bile yağmur ve fırtınada, jeneratör bulunmasına rağmen elektrik kesilebiliyor. Bol bol halat bulundurun, hem de hemen kullanıma hazır durumda. Cenovanın, sarma sisteminden dolayı tam kapatılamadığı veya ön ıstralyaya tam sarılamadığı durumlarda, sert rüzgârla açılıp parçalandığını sıkça gördük. Bu nedenle ıskotaları ön yelken üzerine bir tur fazla sarın ve sarma halatı ile ıskotaların uçlarını sabitleyin. Sarma ana yelkenler direk içine tam sokulmuşsa genelde problem yaşanmaz fakat standart ana yelkenlerde iş böyle değildir. Standart ana yelkenleri lazy bag içine iyice yerleştirdikten sonra fermuarı mutlaka kapatın. Yelken başı tam içine girmiyorsa ilave bir halatla onu da sıkıca sabitleyin. Lazy bag yoksa yelkeninizi brandayla kapatıp kalınca bir halatla açılmayacak şekilde paketleyin. Açık kalan küçük köşesinden dahi rüzgâr girip ana yelkeni dağıtabilir. Serpinti körüğü (sprayhood) ve bimini açıksa mutlaka katlayıp kapatın. Genellikle açık bırakılan biminiler, geniş yüzeyleri ve kesimiyle çok rüzgâr alır. Parçalanmasa dahi teknenin sağanaklarda aşırı derecede yatmasına ve komşu tekne üzerine yığılmasına sebep olurlar. Tüm usturmaçalarınızı, komşu teknelerin küpeşte yüksekliklerini de gözleyerek gerekli noktalara yerleştirin. Usturmaçaları, yük binince aşağıya doğru kaçmasınlar diye kazık bağı yerine anele bağı ile bağlayın. Çok riskli gördüğünüz noktalara balon usturmaça koyun. Mümkünse birkaç yedek usturmaça bulundurun zira çok yük binince bazıları patlayabilir veya hava kaçırabilir. Yabancı bir marinadaysanız, bir mahrumiyet söz konusuysa ve usturmaça kaybı olursa, teknenizin bordasını boyasa dahi eski araba lastikleri kullanabilirsiniz. Daha sonra silersiniz, eski jelkot renginiz ortaya çıkar. Rıhtıma aborda olan bazı tekne sahipleri usturmaçaların üstüne (usturmaça ve rıhtımın arasına) bir kalas bağlar. Çirkin bir görüntü olabilir ama faydalı olduğunu gözlemledik. Teknenizin bordalarına monte edilmiş mangal, balık kamışları, can simidi yuvalarını yerlerinden geçici olarak sökün; aşırı yatmalarda komşu tekne korkuluklarına, vardavelalarına takılabiliyorlar. Tekneniz başına ve sancak iskelenizdeki diğer teknelerin başlarına birer halat alın. Sizin için de komşularınız için de hayırlıdır. Şayet komşu tekne yerine bir rıhtım ve kara parçası varsa buralardan da açmaz alabilirsiniz. Aynı işlem için vasattaki koçboynuzları da kullanılabilir. Kıç halatlarından özellikle rüzgârüstünü iyice kuvvetlendirin, mutlaka nispeten esnek halatları tercih edin. Sert sağanaklardaki darbeler, kıçtaki koçboynuzlarını koparabilir. Bu durumda hemen en yakın vinçten destek alın ve rıhtımdaki baba ve halkaların sağlamlığını kontrol edin. Tabii ki fırtına, tekneniniz karadayken patlayabilir. Detaylar çok, bu ayrı bir yazı konusu ancak şöyle özetleyebiliriz; teknenin üstü tamamen boş olursa rüzgârın malzeme götürme şansı olmaz. Bazı marinalar, çekek yerine alınmadan önce teknenin cenovasının sökülmesi şartı koydu. Zira geçmişte ağır havada cenovası açılan teknelerin devrildiği görüldü. Siz en iyisi; cenovayı, ana yelkeni, bimini ve serpinti körüğünü çıkartın.

 

Hepimize az fırtınalı, rahat bir kış diliyoruz.

 

Teknenizi fırtınaya nasıl hazır tutarsınız, son bir defa gözden geçirelim:

Güverte ve havuzluktaki bağlı olmayan parçalar kaldırılacak ya da sağlam bir şeklinde bağlanacak (halatlar, pasarella, yelkenler vs).


Teknenin içi (salon ve kamaralar) neta olacak. Bağlı olan bir tekne de fırtınada aşırı yatabilir; devrilebilecek malzemeleri dolaba kaldırın.


Lazım olabilecek malzemeleriniz hazır olmalı. Kova, el pompası, kakıç, yedek halatlar, el fenerleri, kıyafet gibi malzemelerinizi kapalı ama kolay ulaşılabilecek bir yere koyun.


Tekne bağlama halatlarını çiftleyin; mümkünse ikinci tonozu alın. Yandaki ve/ veya karşıdaki teknelerden koltuk halatı alın. Halat veya koçboynuzu kopabilir, yedek bağlantı kurun.


Usturmaçaların yerini ve bağlarını kontrol edin. Sadece rüzgâraltını değil, teknenin kıçını ve rüzgârüstündeki kıç omuzluğu (köşeyi) koruyun. Sağlam bağlayın ki yük binince usturmaçalar aşağı kaymasın.

Motor yağını, suyunu ve mazotu kontrol edin. Motoru fırtınada uzun süreli, rüzgâr ve dalganın karşı yönünde yüksek devirde çalıştırmanız gerekebilir.